İYTE 'de Mühendis Olmak ve Gülbahçe’de Yaşam

Bugünkü yazımda sizlere biraz İYTE' den biraz Gülbahçe'den biraz da pandemi ile mücadele ederken buralardaki yaşamdan bahsedeceğim.

Öncelikle sizlere biraz kendimden bahsetmek isterim. Ben Nesli Necipoğlu. Hacettepe Üniversitesi “Bilgisayar Teknolojileri ve Programcılığı” bölümünde Ön Lisans eğitimi aldım. Ardından Atılım Üniversitesi “Bilgisayar Mühendisliği” bölümünde Lisans eğitimimi üç senede tamamladım. Şubat ayında Sekizgen firmasında Bilgisayar mühendisi olarak “Frontend Developer” pozisyonunda işe başladım. İlk aylar pandemi sebebi ile uzaktan çalıştım. Mayıs itibari ile de İzmir’e taşındım. Sekizgende beş aydır görev yapmaktayım. Sekizgen ailesinde olmaktan mutluyum.

Ankara’da yıllarını geçirip, radikal bir karar ile her şeyi arkasında bırakıp buralara yerleşen biri olarak, öncelikle buraların cennet gibi olduğunu söyleyebilirim. Şehirde deniz var bir kere ! Biz Ankaralılar için biraz fazla nimet. Hacettepe Beytepe kampüsünü bilenler bilir, kampüs çıkışı nizamiyeye doğru aşağı bir yokuş vardır. İYTE' de de bir benzeri var ama arkasında muhteşem bir deniz manzarası ile beraber. İYTE 'de temiz hava ciğerlerinize doluyor. Anlatılmaz yaşanır derler ya hani.. Yeşilin ve mavinin birleştiği büyülü bir dünya hayal edin. Doğanın ve hayvanların insanları her zaman iyileştirdiğini düşünürüm. İYTE bu konuda size fazlasıyla doğa ile yaşamı beraberinde sunuyor. 

İYTE şehirden biraz uzak olduğu için nerede kalabilirim diye düşünebilirsiniz. Ben yakın mesafe olması açısından Gülbahçe köyüne yerleştim. İYTE Kampüsü, İzmir’in Urla ilçesi Gülbahçe Köyü’nde yer alıyor. Gülbahçe ile Kampüs mesafesi aracınız ile 1 dakika kadar sürüyor. Yürüme mesafesi için biraz uzak diyebilirim. Yürüne de bilir ancak kampüs içindeki yokuş biraz zorlayıcı olabilir. Bisiklet ve Scooter da bir seçenek olabiliyor bu aşamada. Kampüs, İzmir’e 60, Urla’ya 15, Çeşme’ye 35 km uzaklıktadır. Alaçatı, özel aracınız ile 15 dakika sürüyor. İş çıkışı akşam yemeğinizi Çeşme ya da Alaçatı'da yedikten sonra, evinize geri dönebilirsiniz. Çok cazip değil mi? Hem iş yapıyorsunuz hem doğanın kalbindesiniz. Şehir yanı başınızdayken, tatil yapmak ise bir adım ötenizde sizi bekliyor.

Pandemiden dolayı malum çoğunlukla evden çalışıyoruz. Bir bilgisayar mühendisinin sanırım en çok ihtiyacı olan şey gözünü dinlendirmek ve temiz hava alabilmek. Gülbahçede evinizden denize yürümek en fazla 1 kilometre mesafede. Gülbahçe size şunu verebiliyor; yoğun bir günün arkasından bilgisayarınızı kapatıp, arabaya bile ihtiyaç duymadan evinizden denize yürüyüp, kafanızı dinlendirip geri dönebilirsiniz. Tatil köyü gibi zaten. Sokakları, çiçeklerin kokusu.. Gece 12 de bile tek başınıza yürüyüş yapabiliyorsunuz. Güvenilir bir yer olduğunu da belirtmek isterim. Köy'ün başında bir benzinlik istasyonu ve gerekli alışverişinizi yapabilecek kadar marketler mevcut. Sadece büyük bir AVM arayışınız varsa, onun için Urla ya da en yakın Balçova taraflarına gitmeniz gerekebilir. Yaşam için tüm gerekli temel ihtiyaçlarınızı Gülbahçe'de karşılayabilirsiniz. Burada yaşayabileceğiniz sıkıntı; bu tarafların yazlık yer olması sebebi ile şehre göre kira fiyatlarının yüksek olması. İkinci sıkıntı ise Gülbahçe'de ev sayısının az olması.

Gülbahçe ’den çıkıp, kıyı tarafından devam ettiğinizde harika yollardan geçiyorsunuz. Sağ tarafınız boylu boyunca deniz manzarası eşliğinde yolu takip ediyor. Gülbahçe'den ileriye doğru sırasıyla Karapınar, Balıklıova, Mordoğan sahilleri geliyor. Karapınar içinde bir site var ve o sitenin sahilinde denize girebilirsiniz, Balıklıova sahili de çok güzel. Mordoğan'a henüz gidemedim. Ama orasının da çok güzel olduğunu duydum. Gülbahçe sahili de var ancak daha geniş sahil isterseniz ya da daha tatil havası gibi olsun derseniz, yakınlarda da tercihiniz çok fazla. Zaten 10 km'de bir yerleşim merkezi çıkıyor karşınıza. Karaburun'a kadar bu şekilde keşfederek gidebilirsiniz.

İYTE' de iş yerinizde çalışırken camı açtığınızda kuş seslerini duyabiliyorsunuz. Dağ manzarası içinde ve yeşillik içerisindesiniz. Kampüs çok güzel. Her yerde içinizi açan çiçekler var. Dört bir yanınız dağlar ile kaplı iken dağların ardından görünen rüzgâr türbinleri ise ayrı bir hava katıyor manzaraya. Yemek ihtiyacınız için cafe'ler ve alışveriş için de market mevcut kampüs içerisinde. Teknopark binasının ortasında büyük açık bir alan mevcut ve renkli puflar üzerinde laptop’ınızı alıp, öyle bir alanda da çalışabilirsiniz. Kapalı ortak çalışma alanları da mevcut.

Pandemi ile mücade ederken dört duvar arasında hapis kalmaktansa, buralarda bu şekilde doğanın kalbinde yaşamanın büyük bir artı olduğunu düşünüyorum. Bence herkes hayatının bir bölümünde kendisine böyle bir deneyim kazandırmalı. Dilerim ki herkesin yolu buralardan bir gün geçer. Eğer İYTE'de çalışmak için düşünüyorsanız, düşünmeyin, gelin!